Kaçkarlar’da sonbahar

ÇAMLIHEMŞİN - TOPLUCA KÖYÜ - ESKİ ORMAN PATİKASI - TAR DERESİ & BULUT ŞELALESİ

Sizleri, Rize - Artvin Havaalanı'nda içimizdeki renk coşkusu ile karşılıyoruz

Ve diyoruz ki; “En güzel zamanda geldiniz Karadeniz’e, çok ama çok şanslısınız.”

Gülüşlerimizle aracımıza yerleşip Çamlıhemşin’e doğru yola çıkıyoruz. Vadi sizler için tüm hazırlıklarını yaptı ve sizleri bekliyor...

Çamlıhemşin’e varınca yönümüz Rize’nin en büyük köyü “Topluca köyü”.Köyde çaylarımızı yudumlarken coğrafyanın bizi sarmalamasını duyumsuyoruz benliğimizde, özümüzdeki coşkuyu hatırlıyoruz:) Ve kendimizi çok güzel bir patika yürüyüşüne bırakıyoruz.

Eski Patikalar Karadeniz’in mirasıdır, kültürüdür, sevdasıdır. Ve biz bugün bu eski patikayı sonbahar dokunuşlarında yürüyeceğiz. Doğa, sonbahar yağlıboya resmine sizleri de eklemek istedi. Artık bu ünlü tabloda sizlerde varsınız...  Yürüyüşünüz esnasında rehberiniz bu eski patika ile ilgili bilgileri ve hikayeleri sizler ile paylaşacaktır.Yürüyüşümüz 3 saat sürecek, zorlayıcı bir yürüyüş olmayacak.Renk tünelinde zaman su gibi akacaktır.

Yürüyüşümüzün sonunda Çamlıhemşin’e varmış olacağız. Çağıldayan dere sesi  ve dere üzerine heybetle kurulmuş bir taş köprü bizi karşılayacak. Renklerin şaşkınlığına kapılmış olduğunuzu gördüğümüz için size bir parça yardım edelim diyoruz veee sizi öğle yemeğine götürüyoruz:) Birazda damak tadınız şaşkınlaşsın güzel öğle yemeğimizle  :)

Renklerde yolculuğa suyun dinamizmini katmak için rotamızın şimdiki mekanı;

 “Tar Deresi ve Bulut Şelalesi”. Hafif bir yürüyüşümüz olacak, dingince bir gezinti gibi düşünebilirsiniz.Aracımızdan ayrıldıktan sonra 1,5 saatlik bir yürüyüş bizi bekleyen. Kızılağaçlar ve farklı diğer ağaç türleri hepsi bir arada sizi büyülenmeye davet ediyor olacak bu yürüyüş yolunda. Değişimin muhteşem tutkusuna tanık ilan ediyor sizleri bu sonbaharın yaşama sevdalı çılgın ormanları. Tar Deresi’nin serinliği ve sesi yaşam coşkunuzun en büyük destekçisi olacak. Orman başınızdan sarı yaprakların cesaretini akıtacak bir dost misali...

Böyle uzun yazdırıyor işte sonbahar:) en iyisi gelin bu yazgıyı yaşayalım...

Biz bu yürüyüşün sonunda Bulut Şelalesine varacağız. Bir haykırış ile karşılar ki sizi, siz de ona aynı haykırış ile ses vermek isterseniz, çekinmeyin; bizler için doğal ve olağan şeyler bunlar:) Ülkemizde ki en yüksek noktadan akan şelale olma özelliğine sahip Bulut Şelalesi sizlere suda yüzen rengarenk yapraklar ile fotoğraf şöleni yaşatacak.

Bu şölenin keyfine sarmalanıp aracımıza dönüyoruz ve konaklayacağımız otele doğru yola çıkıyoruz.Akşam yemeğimiz otelde olacak ve günün büyülü keyfi ile yudumlanan çaylar, sohbetler, edalar...

POKUT YAYLASI - SAL YAYLASI

Kaçkar’da renkli sabahlara günaydın... 

Bugün gözün hakkını göze vermeye yaylalara çıkıyoruz. Birbirine sırdaş yan yana iki yaylaya gidiyoruz. “Pokut Yaylası” ve “Sal Yaylası”.

 Otelde ki kahvaltımızın ardından aracımız ile önce Pokut Yaylası'na doğru yol alıyoruz. Yaylaya varmadan önce rehberimizin belirleyeceği bir noktada araçtan ayrılıyoruz. Biz Pokut’a yürüyerek varacağız. Aracımız ile tekrar Sal Yaylasın'da buluşacağız.

Araçtan ayrıldığımız noktada da bizi ilk Pokut’un rüzgârı selamlamış olacak. Keyifli bir yürüyüş ile yaylaya vardığımızda gökyüzünün bize sunduğu nimetler ışığında bolca fotoğraf çekiyoruz. Ahşap evlerine değen sonbahar vurgusu, tulumun sessiz ezgileri, çamların mevsime rağmen bildiği renginde ki ısrarcı yaşamı sizleri bir düşün ortasında yeniden bir düşe daldıracak.

Pokut’ta ki düşsel gezimizi başka bir düşe bağlamak için Sal Yaylası’na geçiyoruz. Pokut ve Sal yaylalarını birbirine bağlayan eski bir patikadan yürüyeceğiz. Çok tatlı bir yürüyüş yoludur bu patika. Buram buram dostluk kokar. Sal yaylasının huzurlu enerjisi sizi kendisine doğru çeker bu patikada yürürken.İki yayla arasında ormandan bir köprü gibi salınır sonsuzluğa. İlham mı arıyordunuz kendinize, yavaş ve sessizce yürüyün bu patikada, kulağınıza hayatınızın en güzel ilhamı fısıldanacak...Ve, vardık mı Sal Yaylasına? Yarım saat mi yürümüştük yarım asır mı? Biz de bu konuda hala kararsızız.

Sal Yaylasında biraz uzun kalıyoruz. Enerjisini size vakfedecek vakti bizde size bir öğle arası olarak armağan ediyoruz:) Serbest bir zaman dilimi olacak burada. Keyfini çıkarın. Yaylayı gezin. İsterseniz tam ortasında dans edin. Bizlerinde yaptığı şeyler olduğu için yayla bu konularda oldukça hoşgörülü :) yani alışıktır durduk yere dans edenlere :)

Yaylanın meşhur yemeğinden de artık bahsetmeyelim. O kısmı gelince yaşayarak siz yazın :)

Bugünü de yaylanın sonbahar kutsallığına emanet edip otelimize doğru aracımız ile yola çıkıyoruz.

GİTO YAYLASI - BADARA YAYLASI - ESKİ ORMAN PATİKASI YÜRÜYÜŞÜ 

Turuncu günaydınlar sizlerin olsun bugün...

Kahvaltımızı yaptık, kahvelerimizi yudumladıysak; Haydi! Yola çıkalım, renkler bize seslenir uzaklardan...

 Otelden aracımız ile ayrılıp güzergahımızın ilk durağı “Gito Yaylası”na doğru yol alıyoruz. Araç bizi Gito’yu yukarıdan göreceğimiz bir noktada bırakıyor. Bizde Gito’ya tepeden bakmaya doyamıyoruz.Renkler akıyor sanki bu tepe noktasından aşağıya doğru. Biz de kendimizi renklere katıp yaylanın içine doğru akıtıyoruz. Bir salıncak keyfi yaparız artık:) Bulutlar da sonbaharın renklerine bürünmeye heveslenmiş gibi, beyazdan vazgeçesi var.

Gönül salıncağında sallanıp ruhumuzu renkli coşkulara bıraktıysak, artık şimdiye teslimsek gelin  “Badara Yaylası” na geçelim.

Badara küçük bir göleti ile sonbaharı suya yazanlardan. Burada da gönül salıncağında sallanmaya devam :) zamanımız var. Laz böreğinden ve meşhur pidelerinden yemeden veee tabi ki kutsal çayı içmeden gitmek olmaz :) Hadi burada biraz yayılmalı keyif :)

Sonrasında ise Badara Yaylasın’dan aşağıya  bir orman patikasına doğru yürüyüş yolculuğumuz başlıyor. Çok keyif alacağınızı düşündüğümüz  içinde orman patikası da olan bir yol. Eğrelti otlarının renk cümbüşünden sonra eski bir patikası olan orman içine doğru giriyoruz. İnanılmaz bir ahenk sizleri bekliyor ormanda. Gökyüzünden süzülen yapraklar yollarınıza çıtırtılı bir yol olacak. Ağaçların içini döktüğü, eski insanların kaderini yazdığı bu patikaya sizde çok şey anlatacaksınızdır. Muhabbetiniz bol olsun dostlar, en güzel dinleyen ile buluşturduk sizleri...

Orman içindeki patikamız bir toprak yol ile sonlanıyor ama bizi bu seferde salına salına yürümenin keyfi sarıyor.Dönene dönene, salına salına, türküler mırıldanarak aracımıza varıyoruz :)

Bugünü de gönlümüzde sarıp sarmalayıp, aracımızda şarkılara devam ederek otelimizin yolunu tutuyoruz.

ELEVİT YAYLASI - PALOVİT ŞELALESİ - ZİLKALE - TAŞ KÖPRÜ - RİZE-ARTVİN HAVAALANI 

Bu sabahta sarı bir günaydın ile selamlayalım Kaçkar’ı...

Otelimizden ayrılma vakti bugün. Kahvaltımızı yaptıktan sonra aracımız ile son gün yolculuğumuz başlıyor.

Suyun sonbahar yazısını görmeye “Elevit Yaylası”na gidiyoruz ilk önce. Elevit yaylası bir köy havasında. Yaylanın içinde akan dere sonbaharın akışını belirleyen bir aile büyüğü gibi. Elleri öpülesi bir can gibi Elevit Deresi. Yayla içinde dolaşıyoruz, içimizden geldiği gibi fotoğraflar çekiyoruz, kucaklaşıyoruz deresi ile ve hasretliği yüklenip yayladan ayrılıyoruz.

Rotamızın ikinci durağı “Palovit Şelalesi”. Fırtına Vadisi’ni haykıran Palovit sonbahar esintisini içinize kadar hissettirecek. Uçuşan yapraklar ile vadinin değişen yaşamı kendisini size çok sevdirecek. Vadinin çok ziyaret edilen suyun mabedi, kalbinizde büyük bir yer edecek, bizden söylemesi:)

Palovit’i arkamızda bırakıp vadinin kutsal tapınağı, Fırtına Deresi ile sarmalanmış “Zilkale”ye geçiyoruz. Misafirlerimizin çok sevdiği Zilkale, gözbebeğimiz, canımız.

Zilkale mi vadiyi koruyup kolluyor yoksa Vadi mi Zilkale’yi sarıp sarmalamış kimselere belli etmezler. Sevdalı iki aşık gibidirler. Sonbahara bir aşk yakışırdı ama değil mi? :)

Vadiye her yönden hakim Zilkale’de sonbaharın resmini fotoğraflarımıza resmettikten sonra bir sonraki uğrak noktamız “Taş Köprü”ye doğru ilerliyoruz.

Şimdi kendinizi sonbahar coşkusuna teslim edeceğiniz son noktadasınız. Hüzünlü değiliz, içimiz coşkun coşkun, Palovit gibi çağıldıyoruz, yaylalar gibi uçsuz bucaksızız. İşte bu noktada Karadeniz’in dokusu, el emeği, her şeyi Taş Köprüsü sizi göğe yükseltebilir.Şöyle; üzerinde ve tam ortasında durun, açın kollarınızı, sarılın bu güzelim vadiye, biz de fotoğraflarınızı çekelim ve sizleri bu coşkun, sevdalı, sonsuz Karadeniz ruhu ile vadiden uğurlayalım.

Vadiye veda ediyoruz ve Rize-Artvin Havaalanı'na doğru yola çıkıyoruz. Bizler havaalanında vedalaşacağız sizlerle:)

Umuyoruz sizleri mutlu ettik, yeniden ve yeniden buluşma umutları ile iyi yolculuklar diliyoruz.